İZMİR KÜLTÜR GEZİMİZ

Gezimize Aydınoğulları Yakup Bey'den bize miras kalan, İzmir’in en büyük ve en gösterişli camisi olan, Klasik Osmanlı tarzında inşa edilen, Türk Sanat zevkinin en iyi örneklerinden olan Hisar Cami'nden başladık. Burada hem Rabbimizle kurbetimizi gerçekleştirip hemde kalbimizi sızlatan har konuda dualarımızı ettik. Topluluk halinde bizim goncalarımızı gören Cuma cemaati, gençlerin katılımından büyük bir mutluluk duydular.

Manevi ve toplumsal duyguların hazzına vardığımız bir tecrübe oldu bizim içinde.

Buradan sonra ki durağımız ise Katip Çelebi’nin Cihannümasında ve Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde yer alan Kanuni Vakfına ait olan altı çarşı üzeri camii, avlusunda şadırvan bulunan, bugün ki adını buradan alan Şadırvanaltı Camisi oldu. Burada fresk tarzı resimlerden çok farklı naif sanatlara şahit olduk. Sütunlardaki akantus yaprakları ve güller bir hayli dikkat çekse de ön cephede ki şemse motifli Besmele en büyük beğeniyi topladı.

Kestane Pazarı Camisi ise tadilat nedeni ile önünde durup küçük bir sohbet ettiğimiz bir mekân olmakla kaldı.

Yine altında çarsı ve vakfiyesi bulunan üzerinde ihtişamlı yapısı ile Osmanlı mimarisinde yapılan işçilikli sanat eserleriyle, bitkisel motiflerle bezeli olan, içine girince huzur veren Başdurak Camiyi çok sevip merdivenlerinde soluklandık.

Rotamızı bu defa Kemeraltının girişinde bulunan İtalyan Barok tarzında yapılmış içine gireni güneş ışıklarının pencere siluetleriyle karşılayan sımsıcak bir camiye çevirdik.

Burası çok özel bir yapısı olan, kutsal bir emanete muhafızlık eden, alt katı eğitimhane, medrese olarak tasarlanmış, geliri cami ve medrese için kullanılmak üzere karşısında dükkan ve hanın bulunduğu, içerisi buram buram tarih kokan bir yer.

Öğrencilerimiz burayı çok sevdi, orada kültür ve mimarisi hakkında küçük bir brifingde dinledik.

Burası muhteşem yapısıyla bizi çok etkiledi, Salepçioğlu Cami gibi bize bu eseri bırakan, Osmanlı ve İtalyan, mimarisini harmanlayan Salepçizade Hacı Ahmed Ağa’yı rahmetle anıyoruz.

Gezimiz sırasında en büyük Açıkhava Müzesi olan Kemeraltımızı da gezdik. Kültür ve mirasımıza sahip çıktık.

Gezimizi göz bebeğimiz olan saat kulesi ve Konak Cami ile sonlandırdık.

Klasik Osmanlı tarzında yapılmış firuze çinilerle süslü minik ama kalpleri ısıtan camide de dualarımızı edip, İzmir’e has fotoğraflarımızı çekildik ve gezimizi sonlandırdık. Biz büyük keyif aldık. Bu gezinin mimari olan ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz.